Ufak Bir Roman - 1

Aslında pekte erken kalkmazdı ama o gün biraz garipti, sanki birşeyler olacak gibiydi.
Herzamanki gibi üstünü değiştirip okula gitmek için yola koyuldu.
Yokuş aşağı inerken bir yandan düşüncelere dalmıştı. 
Fakat birden sarsıldı, az kalsın yokuş aşağı düşecekti! Etrafta neyin onu böylesine sarstığına bakınırken ayakkabısının ufak bir taşa takıldığını anladı.
Durağa varmıştı otobüse binerken o taş aklına geldi! 
Tekrar düşüncelere daldı;
Kendi kendine: "Bukadar küçük bir taş nasıl oluyorda beni sarsabiliyor?" Diye düşünüyordu ancak henüz cevaba ulaşamamıştı, otobüs sert bir dönüş yapınca kendine geldi ve etrafına bakındı, az kalsın ineceği durağı kaçırıyordu!
Neyse ki hemen indi.
Okula doğru giderken çantasından kulaklığını çıkartıp hayranı olduğu klasik müziklerden birisini açmaya karar verdi.
Listesinden müzik seçerken uzun zamandır dinlemediği 40. Senfoni'yi açtı.
Müziğin dünyası onu öylesine büyülemişti ki yürürken yanlışlıkla başka bir yere gitmişti!
Bu durumu fark edince hemen kulaklığı çıkarttı ve koşarak okulun yolunu tuttu.
Neyse ki yetişmişti, İstiklal marşı başlayınca okulun kapısının önünde hazır durumuna geçti ve al bayrağa bakarak marşı okumaya başladı!
O ve diğer öğrenciler öyle gür bir ses ile okuyordu ki yoldaki insanlar bile okumaya başlamıştı, saki yer gök inliyordu!
Marş biter bitmez hemen sınıfına gitti...
Yazar:H. Taha Çetin 

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeşil Ay Haftası

Konuşma Çarkı